Gözlemevi, önümüzdeki 10 yıl boyunca Güney Yarıküre gökyüzünü daima tarayacak. Bu dev misyon kapsamında her birkaç günde bir, tüm gökyüzü görüntülenecek. Böylelikle vakit içinde değişen her şey – patlayan yıldızlar, kuyruklu yıldızlar, asteroitler ve pulsarlar – kayıt altına alınacak.
DÜNYANIN EN GÜÇLÜ KAMERASIYLA ÇEKİLDİ
Sciencealert’e nazaran Rubin’in teleskop kamerası 3 bin 200 megapiksel çözünürlükte – bu, şimdiye kadar yapılmış en büyük ve en güçlü astronomi kamerası. Birinci imgelerde Samanyolu’nun kıymetli yıldız oluşum bölgelerinden olan Trifid Bulutsusu ve Lagün Bulutsusu dikkat çekti. Bu bulutsular, Yay (Sagittarius) takımyıldızında yer alıyor ve gökbilimciler için yıldız doğumunun izlerini sürebilecekleri kıymetli bölgeler.
Ayrıca, gözlemevi Başak (Virgo) takımyıldızı istikametindeki gökyüzü modülüne odaklanarak sadece küçük bir alanda yaklaşık 10 milyon galaksi görüntülemeyi başardı.
DÜNYAYI TEHDİT EDEN ASTEROİTLERE KARŞI YENİ BİR GÜÇ
Sadece bir gecelik müşahedeyle tespit edilen 2 bin 104 yeni asteroit, gözlemevinin Dünya’ya yaklaşan gök cisimlerini tespit etme kapasitesini ortaya koydu. Bu sayı, yıl boyunca tüm dünyadaki yer teleskoplarının keşfettiği toplam yeni asteroit sayısına neredeyse rakip durumda. Rubin’in bu alandaki başarısı, Dünya’yı potansiyel tehlikelerden muhafazada da kritik rol oynayacak.
Rubin Gözlemevi’nin maksadı sadece yıldızlara bakmak değil. Bilim insanları, bu bilgilerle karanlık husus, karanlık güç ve kozmosun genişlemesi üzere hâlâ yanıtsız kalan büyük sorulara ışık tutulmasını hedefliyor.
ABD Ulusal Bilim Vakfı ve Enerji Bakanlığı şu açıklamayı yaptı: “Rubin datalarıyla Kainatı daha güzel anlayacağız, karanlık enerjiyi ve karanlık maddeyi araştıracağız. Şimdi hayal bile edemediğimiz sorulara karşılık arayacağız.”
